CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ’nun sosyal medyada troll yapılanması ve dijital zor ile ilgili paylaştığı video ardından değerlendirmelerde bulundu.
CHP ’li Açıkel, ailede, sokaklarda, hastanelerde ve gündelik hayatın her alanında etkisini bildiren şiddetin son yıllarda dijital alana da taştığını söyledi. CHP Ar-Ge Bilim Platformu olarak hastalıklı zor kültürünün yayılması konusunda ayrıntılı alıştırma yaptıklarını vurgulayan Açıkel, “AKP, istihdam ettiği troll ordusu ve yarattığı düzeysiz troll kültürü aracılığıyla toplumda linç kültürünü egemen kılmaya ve toplumu sindirmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
CHP ’li Açıkel ’in açıklaması şöyle devam etti:
“HOYRATLIĞI, SADİZMİ VE MOBBINGI ARTIRIYOR”
*Gücü keyfi biçimde tekelleştiren ve hesap vermeyen; diğer taraftan her türlü hukuk dışı saldırganlığı kendine yargı gören otoriterlik iklimi aşağıda kamusal ve insani ilişkiler hoyratlaşmış; kırılgan kesimlere ve bilhassa muhaliflere karşı etik dışı saldırılar ve hakaretler artmıştır.
*Eşine rastlanmayan hakaret tarzları buluş edilerek, siyaset ve idare alanının yaklaşık olarak tamamı hakaret ve her türlü şiddetin etki alanına sokulmuştur.
*En tepeden aşağıya kadar AKP ’li siyasetçilerin, muhalif siyasetçiler ve siyasi partiler ilk olarak almak üzere toplumun öbür kesimlerine karşın yaftalayıcı ve ayrıştırıcı söylemleri, Saray ’ın kontrolünde olan medya organları ve sosyal ağ trolleri göre yaygınlaştırılmaktadır.
*Bazı iktidar mensuplarının gaye gösterdiği rakip siyasetçiler fiziksel saldırıya uğramakta, sesleri kısılmaya ve siyasi faaliyetleri engellenmeye çalışılmaktadır.
*En ufak bir eleştiriye dahi tahammülü olmayan Saray ve AKP, sosyal medyayı yalnızca sindirme, dezenformasyan, gözcülük yapma ve zorlama alanına döndürmek istemektedir.
*AKP ’yi eleştirip, görüşünü ifade eden yurttaşlar ve gazeteciler gece yarısı baskınlarıyla evlerinde gözaltına alınırken; sistematik olarak muhalefet partilerini ve siyasetçilerini amaç gösteren ve onlara hakaret edenler cezasız bırakılmakta, âdeta özendirme edilmektedir. Sadizme ve eziyete dayalı otoriter iklim, ülkemizi Anadolu adabına içkin insani değerlerden ve evrensel demokratik ilkelerden tez uzaklaştırmaktadır.
“TÜRKİYE ’DE HER 5 KİŞİDEN 1 ’İ DİJİTAL ŞİDDETE UĞRUYOR”
*Teknolojinin ve dijital platformların kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte sosyal şiddetin de yeni boyutları ortaya çıkmıştır. Bir kişi veya grubun diğer kişi ya da grupları sosyal medya ya da iletişim araçları yoluyla tehdit etmesi, amaç alması, nefret söylemi ve hakarete maruz bırakması, korkutması ve itibar zedeleyici davranışta bulunması olarak tanımlanan dijital şiddete maruz kalanların sayısı her geçen gün artmaktadır.
*Yapılan çalışmalarda, Türkiye ’de her 5 kişiden 1 ’i dijital şiddete uğradığını belirtmektedir. Şiddetin bu boyutu özellikle gençleri hedef almaktadır. 15-17 yaş arası her 5 gençten 1 ’i, 18-32 yaş arası her 3 gençten 1 ’i dijital şiddete maruz kaldığını belirtmiştir.
*En sık rastlanan dijital şiddet biçimleri hakaret ve küfür; yazılmış ve sözlü taciz mesajları ve ısrarlı takiptir. Vatandaşlar en fazla siyasi görüşleri sebebiyle dijital şiddete maruz kalmaktadır. Dijital şiddete maruz kalmanın en sık rastlanan nedeninin siyasi fikirler olması, AKP ’nin yarattığı kutuplaştırıcı toplumsal iklimin bir sonucudur.
*Burada uyarı çeken bir öteki nokta, dijital şiddete uğrayanların en çok tanımadıkları kişiler, anonim hesaplar ve troller göre şiddete maruz bırakılmalarıdır. Troller bir yana gerçek kimliklerini gizleyerek sosyal medyayı manipüle ederken, diğer yanlamasına da vatandaşları gaye alarak korkutma etmektedir.
“TROLLER, ULUS GÜCÜNÜ HUKUKSUZ BİÇİMDE KULLANIYOR”
“Troller, ulus gücünü ve sembollerini hukuksuz biçimde kullanıyor” diyen Açıkel, “Dijital şiddetin bir diğer boyutu, kendilerine emniyet ya da istihbarat görevlisi süsü veren kişilerin ve suç çetelerinin sosyal medya ve telefon mesajları üzerinden vatandaşları tehdit ve takip etmesidir. Bu kişiler, emniyet güçlerinin amblemlerini ve sembollerini kullanarak vatandaşları tehdit ederek sindirmeye çalışmaktadır. Suç işleyen çeteler ve görevlerini suistimal eden görevliler, eylemlerini meşrulaştırmak ve cezasızlık zırhının arkasına sığınmak için bakanlar ve milletvekilleriyle çektirdikleri fotoğrafları kullanmaktadır. Cezasızlık, keyfilik ve görevleri ihlal eden kavrayış, otoriterleşmenin önemli bir parçası hâline gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu.