Keban Kaymakamlığının katkısıyla Fazla Programlı Anadolu Lisesinde müzik sınıfı açıldı.
Kaymakam Hasan Akbulut ve Belediye Başkanı Fethiye Atlı‘nın katılımıyla düzenlenen törende, müzik sınıfının açılışı yapıldı.
Açılışta Kaymakam Akbulut, bağlama çaldı, müzik öğretmeni Esra Nur Erhan ve öğrencileri kadar müzik dinletisi yapıldı.
Akbulut, müzik sınıfının uğurlu olmasını dileyerek, “Her öğrencinin en azından bir enstrüman çalabilmesini karşılamak istiyoruz. Müzikle uğraşan çocuklardan kimseye zarar gelmez. Onu sağlamaya çalışacağız.” dedi.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Nurullah Emül da okulları sosyal kültürel faaliyetlerin yapıldığı, fotoğraf, sanat, edebiyat, müzik alanında bir takım becerilerin de kazandığı yapılar olarak düşündüklerini belirterek, katkı maddesi ve desteklerinden dolayı Kaymakam Akbulut’a teşekkür etti.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Afrika ülkelerinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelesine desteklemek nedeniyle Türk Konseyi adına Türkiye, …
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil‘in koronavirüs tedavisine başlaması sonrası hayranları tarafından sosyal medyada paylaşımlar yapılarak gündem oluşturuldu.Peki, Ahmet Şimşirgil sağlık durumu …
DOĞUBEYAZIT, AĞRI (AA) – Sızı‘da çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Doğubayazıt Sazlıkları’nın kuraklığın etkisiyle 21 yılda yüzde 30’a yakın küçülmesi uydu fotoğraflarına yansıdı.
” Türkiye‘nin çatısı” olarak nitelendirilen 5137 metre yüksekliğe sahip Sızı Dağı’nın batı kısmında bulunan Doğubayazıt Sazlıkları ile bölgedeki Saz ve Gölyüzü gölleri, çok sayıda kuş türüne konut sahipliği yapıyor.
Yurdun kayda değer ulusal parklarından Sancı Dağı Ulusal Parkı sınırları içerisinde bulunan ve kuşların göç yolunda olması dolayısıyla endemik kuş türlerinin de barındığı sulak bölge, dokunulmamış doğasıyla “kuş cenneti” olarak biliniyor.
İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyeleri, son yıllarda yaşanan kuraklık ve iklim değişikliğinin etkisiyle ilgili bu bölgede araştırma yaptı.
ABD Yerbilim Araştırmaları Kurumunca hazırlanan uydu verilerinden yararlanan öğretim üyeleri, sazlıkların olduğu bölgenin 2000 yılından bugüne kadarki değişimini inceledi.
Uydudan elde edilen fotoğrafları karşılaştırarak bölgeyi inceleyen öğretim üyeleri, zaman zaman sazlıkların olduğu alana gelerek yaptıkları saha gözlemleriyle uydu verilerini karşılaştırıp durum analizi yaptı.
İnceleme ve analizler sonucu, sazlıkların ve bataklık alanların son 21 yılda yüzde 30’a yakın küçüldüğü saptandı.
Öğretim üyeleri, suların çekildiği, göllerin küçüldüğü ve bataklıkların kuruduğu sazlığı öğrencileriyle inceledi.
“Sulak arazi ağır ağır kuru toprak haline dönüşmektedir”
Coğrafya Birim Başkanı Doç. Dr. Alperen Kayserili, AA muhabirine, Doğubayazıt Sazlıkları’nın Türkiye’nin en kayda değer sulak alanlarından olduğunu söyledi.
Sazlıkların gözle görülür derecede küçüldüğünü gösteren Kayserili, “Sazlıklarda hem doğal hem de beşeri sebeplerle oldukça büyük küçülme laf konusu. Sulardaki çekilmenin geri dönüşü olarak da maalesef ayrıca göller küçülmekte keza de sazlık alanlar ağır ağır bu özelliklerini kaybetmektedir. Sulak arazi yavaşça kuru toprak haline dönüşmektedir. Bu da bir çevre felaketi ve doğal güzelliğin kaybı olarak dikkatimizi çekmektedir. Bu değerlerin sürdürülebilirliğini koruyabildiğimiz sürece burayı gelecek nesillere miras olarak bırakabiliriz.” diye konuştu.
Kayserili, bölgedeki su kaynaklarının su kanallarına aktarılarak tarım alanlarında kullanılmaya çalışıldığını ve bu durumun göllerin beslenmiş olduğu su miktarının azalmasına neden olduğunu açıklama etti.
Doğubayazıt Sazlıkları’nın Balık Gölü’nden, yer altından gelen sularla beslendiğine dikkati çeken Kayserili, şunları kaydetti:
“Bilhassa Doğubayazıt’ın içme suyunun bir kısmının buralardan yer altı suyu kanalları vasıtasıyla şehre doğru aktarılmış olması buranın su kaynaklarının negatif şekilde etkilenmesine sebep olmaktadır. Su kaynaklarının azalmasıyla acilen üstünde yürüdüğümüz toprakların maalesef kuru toprak haline gelmesine sebep olmuştur. Üstünde yürüdüğümüz alanın sular içerisinde kalması gerekiyordu. Bu durum maalesef göllerin ve sazlıkların küçüldüğünü ve burada doğal hayatın imha edildiğini gözler önüne seren en manâlı kanıtlar aralarında kabul edilmektedir. Kuş bilimcilerce bu sazlık alanda yaklaşık 100 kuş türünün olduğundan bahsediliyor.”
Kayserili, kuş sürülerinin manâlı bir kısmının sazlık bölge küçüldükçe burayı göç yolu olmaktan çıkarıp öbür alternatif sulak alanlar aramaya başladığını dile getirdi.
Sazlıktaki küçülme uydu fotoğraflarında
Uydu fotoğraflarında son 21 yılda sazlık alanın küçülmesi ve parçalanan göllerin durumunun fazla net görüldüğünü anlatan Kayserili, şunları söyledi:
“2000 yılındaki sazlık ve bataklık arazilerin oranıyla 21 sene sonraki sazlık ve bataklık arazilerinin oranları arasında da büyük değiştirme olduğunu uydu görüntüleriyle elde ettiğimiz haritalardan rahatlıkla görebilmekteyiz. Bu küçülme eğer devam edecek olursa maalesef buraların sulak bölge özelliğinin kaybedilmesi tehlikesiyle karşısında karşıyayız. Maalesef Türkiye’de bunların örnekleri var. Bu sulak alanları bilinçsiz kullanım sonucunda maalesef yok ettik. Elde ettiğimiz iklim verilerinde yağış oranlarında bir azalmanın olduğu görülüyor. Bu da yer altı ve yer üstü sularında bir azalmaya niçin olmaktadır.”
Doç. Dr. Alperen Kayserili, yer altı ve yer üstü sularındaki azalmaların doğal hayatın tahrip olmasındaki kayda değer göstergelerden birisi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“2000 yılında bölgede su yüzeyi 12,95 kilometrekare olarak görülürken, sazlık ve bataklık alanı 26,5 kilometrekare olarak görülüyor. Su yüzeyi, sazlık ve bataklıkların toplamı 39,45 kilometrekare olarak ölçülmüştür ancak 2021 yılına geldiğimizde su yüzeyinin 12,95 kilometrekareden 9,9 kilometrekareye, sazlık ve bataklık alanlar ise 26,5 kilometrekareden 18 kilometrekareye düşüyor. Su yüzeyi, sazlık ve bataklık alanların 39,45 kilometrekareden 27,9 kilometrekareye düştüğünü görmekteyiz. Bu harita bize buradaki küçülmenin 21 yılda ne değin büyük olduğunu gösteriyor.”
Erbaş: Din üzerinden terör oluşturulmaması için alıştırma yapmalıyız DİYANET İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Bütün insanları kucaklayacak bir adalet ve acıma duygusunu …
Çarpıcı yorumları ve tespitleri ile katıldığı programlarda dikkatleri çeken Ahmet Şimşirgil hakkında incelemeler yapılıyor. Ahmet Şimşirgil kimdir? Ahmet Şimşirgil kaç …
TUNCELİ (İHA) – Keban Baraj gölünde ikinci defa görüntülendi: Havyarı bütün 2 milyon liraya alıcı buluyor
Keban Baraj Gölü sularında her yerde Sibirya Mersin Balığı görüldü
TUNCELİ – Tunceli‘nin Çemişgezek ilçesinde bir balıkçının ağına Sibirya Mersin balığı takıldı. Bölgede ikinci defa görülen balığın etinin 100 liraya, havyarının ise 2 milyon liraya kadar herif bulduğu öğrenildi.
Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine emrindeki Uzungöl köyünde Keban Baraj Gölü sularında balıkçılık yapan Muharrem Koçer isimli balıkçının ağına Sibirya Mersin balığı takıldı. Balığı inceleyen Koçer, şaşkınlık içerisinde hayvanı bir zaman inceledi. Koçer bu türü birincil kez gördüğünü belirtirken, yakaladığı balığı sonradan bitmiş suya bıraktı.
Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Doç. Dr. İbrahim Akın Temizer, Türkiye’de nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan Sibirya Mersin balığının Keban Baraj Gölünde görülmesinin kayda değer olduğunu söyledi. Doç. Dr. Temizer, “Dünyada sayılı denizlerde yaşamış bu balıkların baraj gölüne yumurtaları bırakmaları halinde havyar üretimine olanak sağlayacaktır. Bu da ciddi derecede öneme sahip bir olaydır. Bu balığın eti en fazla 300 lirayken, havyarı 2 milyon liraya dek çıkabiliyor” dedi.
Bölgede daha önce de Sibirya Mersin Balığı görülmüştü.
AKDENİZ, MERSİN (DHA) – BALIKESİR’in Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nın farklı noktalarında yapılan dalışlarda suyu filtre ederek beslenip, deniz ekosisteminin devamında manâlı role sahip ve …