Babacan ’dan Bahçeli ’ye: Google ’a yazıp öğreneceği şeyleri ülkeye soruyor

Partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuşan DERMAN Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ’ın gündeminde; KDV ’deki şansın dönmesi, yastık altı altın tartışması, MHP Genel Başkanı Bahçeli ’nin ‘Avrupa Birliği normları nedir? ’ sorusu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ’ın BAE ziyareti yer aldı.

Babacan ’ın açıklamaları şöyle:

“Bir; gizli gelirli vatandaşlarımızı gıda, elektrik, doğalgaz, kömür ve güya temel gereklilik maddelerindeki fiyat artışlarına aleyhinde koruma maksadıyla özel bir takviye programı oluşturun. Elektrik ve doğal gaz faturalarındaki vergileri derhal indirin.

İki; çiftçilerimiz için gübre, tohum, ilaç, elektrik, mazot, yem gibi girdi maliyetlerindeki artışları telafi edecek özel bir destek programı oluşturun.

Üç; esnafımız için özel bir ilk elden destek, kredi ve garanti mekanizması oluşturun.

Dört; iktidarın sebep olduğu enflasyon karşısında ezilen ihtiyaç sahibi ailelere, doğrudan kazanç desteği sağlayın.

34 yıl her tarafında yüzde 80 ’lerde, yüzde 100 ’lerde seyreden enflasyonu tek haneye düşüren ekonomi yönetiminin hafızasına dayanarak çok açık ifade etmek istiyorum:  Önümüzdeki birincil seçimlerden daha sonra biz enflasyonu, iktidarımızın en geç ikinci yılında tek ve düşük haneli rakamlara tekrar indireceğiz.

KOSKACA ÜLKEYİ SEHVEN YÖNETİYORLAR

Cumhurbaşkanı Kararıyla kırmızı etin KDV ’si yüzde 18 ’e çıkartıldı. Kamuoyunda tepkiler yükselince, yine Resmî Gazete ile ‘düzeltme ’ geldi. Neymiş? ‘Sehven ’ olmuş. ‘Sehven ’in TDK sözlüğündeki tanımı: ‘ Dikkatsizlik veya unutkanlık sonucu oluşan yanlışlıkla ’.

İşte Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sisteminin özeti: Dalgınlık veya amnezi sonucu oluşan yanlışlık. Koskoca ülkeyi ‘sehven ’ yönetiyorlar. Bu KDV indirimi fazla bir işe yaramayacak. Gıda üreticileri, çoğu girdi maliyetlerinde yüzde 18 KDV ödüyor.

Girdileri miktar ederken ödedikleri yüzde 18 KDV ’yi, ürünlerini satarken aldıkları yüzde 1 KDV ’yle karşılamaları muhtemel değil. KDV oranı düşerken, KDV ’siz fiyatlar artacak. Bir gıda üreticisi enerjiye, elektriğe, doğalgaza yüzde 18 KDV ödüyor.

Hükûmet ‘Satarken yüzde 1 KDV alacaksın ’ diyor. Aradaki yüzde 17 ne oldu? Kim ödeyecek? Birçok üreticimiz devletten ödenti iadesini alamadığına kadar, imalatçı bu farkı fiyatına yansıtmak zorunda kalacak. Fiyatların doğrusu düşmesini istiyorsanız, önce gıda üreticilerinin ödediği girdi maliyetlerindeki KDV ’yi düşürün.

Elektriğin, doğalgazın üzerindeki KDV ’yi düşürün. Ondan sonra onların mülk satarkenki KDV ’sini indirin.

“GOOGLA YAZIP ÖĞRENECEĞİ ŞEYİ ÜLKEYE SORUYOR”

Vatandaşlarımızdan altın topluyorlar. ‘Getirin sisteme girsin ’ diyorlar. Önce güveni kazanın, sistem dışı ne var ne yoksa gelir. Ama güveni sağlayamazsanız avucunuzu yalarsınız Ülkede savaş mı var ya? Allah korusun, bir savaş olursa yurttaş minik kızının kulağındaki küpeyi bile devleti için teslim eder.

Ama beceriksizliğin bedelini vatandaşa ödetmeye hakkınız değil. Türkiye ’nin Avrupa standartlarına yükselmesi hedefi krizlerin ortağı Bahçeli ’yi rahatsız etmiş. Google ’a yazıp öğreneceği şeyleri grup toplantısında ülkeye soruyor. Bunlar yeni konular yok. Türkiye Avrupa Konseyi ’nin kurucu üyesi olurken altına imza ettiği sözleşmeler. Bizim gibi bütün demokratların ülkemizi taşımak istediği noktada, Bahçeli ’nin zihniyetine yer değil.

Bahçeli Anayasa Mahkemesi ’ni kapatmak isteyedursun; bütün demokratların arzusu, Türkiye ’nin gerçek bir anayasal demokrasiye kavuşmasıdır.

Anayasamızın, hak ve özgürlüklerimizin koruyucusu ve denetleyicisi olan Anayasa Mahkemesi ’nin bağımsızlığı, tarafsızlığı ve özgürlüğüdür. İdam gibi, gelişmiş demokrasilerde yer alması olası olmayan ve olmayacak yöntemlerin, canice hak sistemimize geri gelmemesidir.

Türkiye ’nin Avrupa normlarına yükselmesi; Sayın Bahçeli ’nin yeniden askıya ekmek koymaya ihtiyacının kalmamasıdır. Avrupa normları; milletimizin, bıkkınlık çekmeden, memnuniyetle sofrasını kurmasıdır. Bahçeli, bu ülkeyi altında çekmek için paçamıza asıladursun, bu ülkenin kanatlanmasına katiyen engel olamayacaktır.

HAK MİDİR?

Bir yanda, o günkü şartlarda legal bir bankaya yatırdığı para ve legal bir derneğe üyeliği sebebiyle tutulduğu cezaevinde 84 yaşında hastalıktan hayatını kaybeden Nusret Muğla…Diğer yanda, 5 sene her tarafında tarihimizin en kanlı gecesi olan 15 Temmuz hain darbe girişiminin arkasında olduğunu bahis ettiği Birleşmiş Arap Emirlikleri ’yle kucaklaşan Sayın Erdoğan…Elinizi vicdanınıza koyun: Bu bakış yargı mıdır, yargı midir?

Biz kimseye ‘Bozduğun ilişkileri niçin düzeltiyorsun ’ demiyoruz. Sayın Erdoğan ’ın bu millete bir yanıt vermesi gerekiyor. BAE, 15 Temmuz ’un ardındaki mıydı, değil miydi? Yanıt verin. Arkasındaysa hangi hakla kendi vatandaşlarımızın hukukunu, onurunu çiğniyorsunuz? Değilse, bunca senedir milletimizi, halkımızı niçin aldattınız? Yahut, acaba bir suç örgütü liderinin yayınladığı videolar mı sizi bir takım şeylere mecburi bıraktı? Bu da akla geliyor.

Türkiye ’nin serbest, özerk ve performansa dayalı bir üniversite modeline ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Üniversitelerinde yönetimle ilgili özerkliğin ve bilimsel özgürlüğün olmadığı bir ülke, fikrî yoksunluğa ve yozlaşmaya mahkumdur. Üniversite sistemimizin ifade özgürlüğü ve liyakat temelinde yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Liyakatin, eğitim sürecinin her alanında ödüllendirilmesi, gayret bildiren gençlerin başarısını ve imkanlarını artıracak, adaleti sağlayacaktır. Başarılı olan hakkını alacak; sistem gayret edenin arkasından duracaktır.”

Yorum yapın

SMM Panel PDF Kitap indir