MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM ’de grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Bahçeli ’nin satır başları şöyle:
Küresel ve bölgesel gelişmelerin yaygın ve yoğun olarak yaşandığı bir haftayı geride bıraktık. Bilhassa Rusya-Ukrayna arasında her ihtimale açık olan yüksek gerilim hattı, Rusya-ABD-NATO arasında peş peşe vasat bulan beyhude diplomatik mülâkat turları…
Ege ve Doğu Akdeniz ’e tutunan sertlik, Güney sınırlarımızda sürekli terörle çaba süreçleri hepinizin bildiği gibi gündem başlıklarından bazılarıdır.
KAZAKİSTAN ’DAKİ OLAYLAR
* Bir süredir Kazakistan ’ı hakimiyeti altına alan iç ve hesaplaşma ve kaotik tablo çok şükür tesirini kaybetmiştir. Endişe ile takip ettiğimiz iç kalkışma, iç çatışma ortamı suküt bulmuş hayat ağır ağır normale dönmeye başlamıştır.
* Bundan ziyadesiyle memnun etme duyduğumuzu açıkça belirtmek istiyorum. Basmakalıp bir zam protestosunun biçim ve kalıp değiştirerek bir isyana hatta bir darbe mekaniğine dönüş yaptığını mütala ettik.
* Masum ve barışçıl gösterilerin birden bire aks değiştirerek güç ve iç çatışma ortamını körüklemesi kuşkusuz LPG fiyatlarının artmasıyla betimleme edilemeyecektir. Protestoların daha ikinci gününde Cumhurbaşkanının halkın sesini duyduğunu, hükümette özel bir kurul görevlendirdiğini söylemesine karşın kan basıncı düşmemiş bilhakis kanamaya yol açacak şekilde artmıştır.
* Stratejik maiyete sahip millet binalarının ele geçirilmeye çalışılması, casus provakatörlerin askeri ve kolluk görevlilerinin kamuflajına bürünerek sezgi meydana getirmek istemeleri, bayağı eylemcileri canlı kalkan olarak kullanmaları çok güvenli olmayan bir oyunun sahnelendiğinin açık göstergesidir.
* Kazakistan ’ın zorlama blokları arasında sıkışması istendi. Tanıdık kanlı şablonun son kurbanı Kazakistan oldu. Kazakistan ’da olayların önü alınmıştır fakat Türkiye de dahil olmak üzere sivrilen, serpilen, öne meydana çıkan dikkat çeken ülkeler için bu tehditler her zaman muhtemeldir. bu nedenle hazırlıklı ve açıkgöz edinmek tarihi bir mükellefiyettir.
“İLK İŞ ASKERİ İŞBİRLİĞİ YAPMAKTIR”
* Görünen ile gerçekte olan arasındaki farklar gittikçe büyümektedir. Emperyalizmin çevreleme politikası şipşak derinleşirken hedefte Türk İslam Coğrafyaları bulunmaktadır. Kazakistan ’daki istikrarsızlıklara aleyhinde Türk Devletleri Teşkilatı tavrını göstermiştir.
* Fakat Türk Devletleri Teşkilatı ’na üye ülkeler aralarında bir askeri anlaşma olmadığından dolayı ihtiyaç olan barışma ve kararlılık gücü tesis edilememiştir. Beklentim bundan sonradan birincil meslek olarak üye ülkeler aralarında askeri işbirliği yapılmasıdır.
* Bizim nazarımızda Ankara neyse Bakü, Aşkabat, Lefkoşa, Bişkek odur. Sınırlarımız, coğrafyalarımız, ülkelerimiz öbür olabilir, ama kaynağımız, milletimiz aynıdır.
ALICI ÖRENCİSİ ENES KARA İNTİHARI
* Geçtiğimiz hafta salı günü yüksek öğretimini Elazığ ’da sürdüren Enes Kara isimli bir öğrencimizin yüksek bir binadan atlayarak intihar etmesi her yönüyle konuşulmuş, tartışılmış hatta siyasi ve ideolojik önyargılarla istismar edilmiştir.
* Bahanesi ne olursa olsun bir gencimizin girdiği ruhi bunalımdan çıkamayarak intihar etmesi bizleri derinden üzmüştür. Niyazım Rabbimin acıma ve rahmetiyle muamele etmesidir.,
* 20 yaşındaki Enes, arkadaşlarıyla birlikte kaldığı bir dairenin bulunduğu apartmanın 7. katından kendisinin boşluğa bırakmış daha öncesinden yayınladığı videoda da ailesinin zoruyla bir cemaat yurdunda kaldığını ifade etmişti. Bu elim intiharın ruh sağlığı kısmıyla ilgili ayrıntılı görünüm paylaşacak değiliz.
* Ne var ki TBMM ’ye geçen dönemden sunduğumuz Ruh Sağlığı Kanun Teklifimizin de bir lahza önce görüşülüp bunun kabulünü istiyoruz. Kadınlarımızı, çocuklarımızı, masum insanlarımızı kasıt alan kuvvet, suç oluşturan, taciz ve tecavüz furyasıyla sonuna kadar mücadelenin yanındayız. İstismarın her zeminin karşısındayız.
* Geleceğimizi riske atamayız, gençlerimizi sahipsiz bırakamayız. Toplumsal barışımızı bozduramayız. Umulan intihar vakası ne ilk, ne de son olacaktır. Bizim burada üstünde durmak istediğimiz asıl mevzu söz konusu intihar olayının özellikle menfur bir siyasi hesaplaşmaya konu edilerek muhafazakar ve mütedeyyin insanlarımıza karşı husumetle perçinlenmiş intikam aracına dönüştürülmesidir.
* Bu doğru, insani, vicdani değildir. Yüreğimizin sızladığı bir intihar olayı üzerinden fırsatçılık yaparak inancımızı tahrip etmeye dek dillerini uzatanlar bir defa samimiyet iflası yaşayan ilkesizlerdir.