Sokak röportajında ekonomi yorumuyla milyonlara tercüman olan 70 yaşındaki Zehra Canan bir nebze olsun nefes aldı. Ördüğü lif ve patikleri Kızılay ’da sokak ortasında satan “Bilge Teyze” Zehra Canan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ’ın jesti ile mutlu oldu. Zehra teyzeye, Büyükşehir Belediyesi Kızılay Metro İstasyonu ’nda yer ve masa verildi.
Zehra teyzenin ilk işi Türk Bayrağı ’nı asmak oldu…
Uygun gidip gördüğümüz Zehra Canan fazla duygulandı. Yeni yerine Türk Bayrağı asmayı ihmalkârlık etmeyen Zehra Canan sevincini şöyle dile getirdi: “Bu benim için en güzel yeni yıl hediyesi oldu. İlk kez üşümeden çalışabiliyorum. Bana bu mutluluğu yaşatan Belediye Başkanımız Mansur Yavaş ’a teşekkür ediyorum. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de fazla ilgilendi sağolsun. Benimle ilgili en çok haberi de her gün okuduğum SÖZCÜ Gazetesi yaptı. SÖZCÜ ’ye ve sahibi Burak Akbay ’a da teşekkür ediyorum, onlar olmasa benim sesim bu kadar duyulmazdı. SÖZCÜ benim sesim oldu. Allah hepinizden razı olsun.”
Zehra Canan ’ı istasyonda gören vatandaşlar sohbet ediyor…
‘İŞSİZLER İŞ BULABİLSİN ’
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş, geçtiğimiz günlerde Zehra Canan ’ı makamında ağırlamış ve destek sözü vermişti. Bundan Böyle metro içindeki masasında el örgüsü lif, çorap ve örtü satışı yapan Canan, “Soğuk yanına polis, bekçi ve zabıta ile uğraşmaktan da kurtuldum. Çok mutluyum. 2022 benim gibi can sıkıntısı çeken tüm vatandaşlarımıza mutluluk getirsin. İşlerinin ve aşlarının sahipleri olmalarını diliyorum” dedi.
NEREYE UÇUYORSUN SEFALETE!
İlkokul mezunu, 70 yaşındaki Zehra Canan, bir ekonomist kadar akıllı, değme siyasetçi kadar donanımlı, bir diplomat gibi bilirkişi… Röportajı ile gündem yaratan Zehra Teyze geçtiğimiz günlerde hesaplı krize böyle ayaklanma etmişti: “Geçim derdi belimizi büküyor. Gıdayı kıstık, doğalgaz kullanmayı bıraktık. Ülkeyi yönetenler çektiğimiz sıkıntının farkında yok. Ördüğüm lif ve patikler için ip alamıyorum, yüzde 100 zam geldi. Üretmezsem ne satarım? Değil dişinizi sıkın, yok düzlüğe çıkıyoruz, değil uçuyoruz. Nereye uçuyorsun, sefalete. Bırakın bundan böyle ya, bu laflardan bıktık. Halkın sesine kulak verin. Bu hoş ülkeye yazık.”