Demirtaş, Kobane Davası’nda konuştu: Cumhurbaşkanı hükmü açıkladı

Kobane Davası 5’inci mahkeme 7’nci oturum ile devam ederken söz bölge Selahattin Demirtaş, davanın siyasi olduğunu bir defa daha vurgularken “Cumhurbaşkanı keza mütalaayı hem ara kararı ayrıca de hükmü açıkladı” ifadelerini kullandı.

Demirtaş, Kobane Davası’nda konuştu: Cumhurbaşkanı hükmü açıkladı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Benzeşen Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da arasında bulunduğu 108 kişi hakkında açılan Kobane Davası’nın 5’inci duruşmasının 7’nci oturumu Sincan Hapishane kampüsünde, 22. Ağır Suç Oluşturan Mahkemesi’nde görülüyor.

HDP’li milletvekilleri ve parti yöneticilerinin yanı sıra dağıtılmış sivil toplum örgütleri, kadın örgütlerinin de peşine düşüp takip ettiği davada, Sincan Cezaevinde tutsak bulunan siyasetçiler mahkeme salonunda hazırlanmış bulundu. Diğer tutuklu siyasetçiler ise duruşmaya Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Önceki duruşmalarda terhis edilen önceki dönem Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici de mahkeme salonunda hazırlanmış bulundu.

Duruşmada söz alan Selahattin Demirtaş, “Mahkemeniz herhangi bir hukuki karar verme yetkisine, gücüne sahip yok. Geçen hafta boyunca bu duruşmanın sonucunun ne olacağı ülkeyi idare eden siyasetçiler kadar siyaset kürsülerinde ilan edildi. Ülkenin cumhurbaşkanı hem mütalaayı ayrıca ara kararı hem de hükmü açıkladı. Onun minik ortağı daha da ileri gitti ‘Tüzük Mahkemesi kapatılsın’ diyerek hukuka açık bir müdahale gerçekleştirdi” diye konuştu.

Beş yıldır konuştuklarını ve söylenecek fazla şey olmadığını bildiren Demirtaş, gerekli savunmaları yaptıklarını kaydetti. Demirtaş, şöyle devam etti:

“Bu 5 yıl birilerini hala hoşnutluk etmiş değil. Önümüzdeki dönem cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Duruşma ve heyeti dahil edinmek üzere, AİHM kesinleşmiş kararıyla da somutlaşmış bir şart olan siyasi kumpas davalarında görevlendirilmiş adalet mensupları AKP-MHP’nin bitmiş kazanması için bir siyasi alıştırma yürütüyor. Mahkemeniz fazla kez ara kararında ‘AİHM kararı bizi bağlamaz’ dedi. ‘Anayasa’nın 90’ıncı maddesini tanımıyorum’ dedi. Anayasa Mahkemesini, AİHM’i tanımayan bir adalet mercii, kendisine adalet mercii diyen bir mahkeme heyeti bizi hukuk namına nasıl yargılıyor?”

Zorunlu savunmaları yaptık. Savunmalarımızı da halkımıza aleyhinde sorumluluğumuz gereği olarak yaptık. Yoksa ben dahil hiçbir arkadaşımızı yargılayacağınız maddi bir delil bile yok. Fakat yalan deliller var, yalan tanıklar var. Ülkenin cumhurbaşkanı, AYM üyelerinin yarısından daha fazlasını atamış durumda, HSK üyelerini belirliyor. HSYK üyeleri de sizi de belirliyor. Dolayısıyla buraya sizi atayan Cumhurbaşkanıdır. Bütün devlet mekanizmasında kuvvet sahibi olmuş siyasi birey oysa bununla birlikte bir partinin genel başkanı, neden durup durup bu davaya bu dek müdahale eder? Türkiye’de başka dava mı yok? Kendisine sormak istiyorum: Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılaması yapılan bir tek bu dosyalar mı var? Niçin bırakmıyorsun hukuk işlesin, derdin ne? Derdin, bizim tutukluluğumuz üzerinden HDP’yi terörize ederek muhalefete saldırmanın bir aracı olarak uygulamak bu davayı.

‘ERDOĞAN’IN TALİMATIYLA BURADA TUTUKLU BULUNUYORUZ’

Toplumu korkutma arabulucu olarak kullanıyor. Milliyetçiliği tahrik operasyonları davası olarak görüyor. Bir diğeri öç alma davası olarak kullanıyor. AİHM, Tüzük bunu demiş, bunlar hukuk meselesi. Hukuk tartışması mahkemelerde tartışılır lakin burası bir duruşma değil. Yargı üzerindeki siyasi zorlama kalktığı vakit burası mahkemeye dönüşecek. Bir gün mutlaka dönecek fakat o gün sanık sandalyesinde oturanlar Kobani’nin hakiki katilleri olacak. Bugüne kadar hiç tahliyemi talep etmedim çünkü beni tutuklayan siz değilsiniz, bırakacak olan da siz değilsiniz. Erdoğan’ın talimatıyla burada esir bulunuyoruz. Halkımıza güveniyoruz. Biz dimdik onurumuzla direniyoruz. Halkın iradesiyiz biz. Biz halkın seçilmiş vekilleri olarak 5 sene önce evimizden maskeli kişiler kadar kaçırıldık. Siyasi rehineyiz biz. Bu hukuksuzluğun hesabı önce sandıkta, daha sonra da mahkemelerde verilene kadar direneceğiz. Bütün tehditleri ve hakaretleri misliyle sahiplerine iade ediyoruz. Korkmuyoruz, korkmayacağız. Biz suçlu değiliz, halkın öz ve öz masum evlatlarıyız. Allah’tan başka kimseye boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Ne tahliyesi, siz kimsiniz ancak bizi terhis edeceksiniz! Erdoğan ve Bahçeli olduktan sonradan. Adam ‘Anayasayı Mahkemesini kapatın’ diyor. Siz fiilen şerefli olsanız cübbenizi çıkarır ‘biz hukukun üstünlüğünü kimseye ezdirmeyiz’ dersiniz.

demirtas-kobane-davasi-nda-konustu-cumhurbaskani-hukmu-acikladi-936875-1.

‘DAHA AĞIR SUÇLARA DAHİL EDİLİYORSUNUZ’

Bir hukukçu olarak da bu kumpasa dahil edilmek istenen hukukçulara sesleniyorum: Daha ağır suçlara dahil ediliyorsunuz. Ben de bunu tarih anekdot düşsün diye söylüyorum oysa Vizontele’de olduğu gibi daha sonra ‘vay ben duymadım, görmedim’ olmasın. AİHM kararı tutuklu bütün arkadaşlarımı ilgilendiriyor. Fakat derdiniz bizzat benimleyse diğer arkadaşlarımı bırakın. Size minnet etmiyorum, meydan okuyorum. Ben siyasetçiyim, seçimler gelecek burada da siyaset yaparım. Fakat arkadaşlarımın özgürlüklerini iade edin. Bir gün halkın iradesiyle son bulacak ve bize aleyhinde işlenen suçlar hukuk önünde mutlaka karşılığını olacak.

Kırmızı ışıktan geçsem ödüm kopuyor size maşallah nasıl bu kadar büyük suça karşılıklı oldunuz. Bu ülkenin yurttaşı olarak söylüyorum, bulaşmayın bu suça. 12 sene parlamentoda atama yaptım, bu devleti tanıyorum. Hesap sorulur. Net söylüyorum, sorulur. Kimsenin yanında bırakmaz. Benim kara kaşım, kara gözüm için değil Türkiye devletini batırdılar. Devleti yıkmayı başaran Bahçeli ve Erdoğan oldu. Ne hak kaldı ne üniversite kaldı ne ekonomi kaldı, insanların açlıktan nefesi kokuyor. Siz bu ülkenin yurttaşlarısınız. Yurtlarda kaldınız bizim gibi. Günü geldi bir öğün yemekle karnımızı doyurup okulu bitirdik. Sizin üzerinizden ne yapıldığını görmüyor musunuz? Bir günde doları 2 TL artırıp trilyonlar götürdüler. En Düşük ücrete mecburi bırakılan milyonlarca insan var. Türkiye Cumhuriyeti bunu adalet ediyor mu?

Kendimiz için bir şey istemiyoruz. Biz siyasetçiyiz, siyaset yürütüyoruz, mezarda da olsak yürütürüz. Size ne oluyor? Yapmayın etmeyin. Ben bu davada fazla konuşmayacağım. 5 yıldır zaten aynı iddianamelerde savunma verdik. AİHM ihlal kararı verdi. Şimdi sizin karşınıza çıkıp ne diyeceğim? Türkiye’nin en pak, en onurlu siyasetçileri, ırk var karşınızda. Şiddete bulaşmadık, barıştırma için uğraştık. Yapmayın. Ne karar verirseniz verin muhtemel siyasetin dışarıya bir karar olmayacak lakin Allah aşkına bunu düşünün. Gece gündüz nedir ya Erdoğan’ı, Bahçeli’si, Asilzade’su hakkımızda ‘katiller’ deyip duruyor. Sizin haddinize mi ya bizi katil fatura etmek! Daha yargılama bitmedi ama 50 defa katil ilan ettiler. Duruşma bunun aleyhinde gürültüsüz kalıyor.

‘ERDOĞAN VE BAHÇELİ’NİN DERDİ YARGI BAĞIMSIZLIĞI DEĞİL’

Erdoğan ve Bahçeli’nin derdi hak bağımsızlığı değil. Kendileri dışında kimse karışmasın istiyorlar. ‘Seloyla ilgili adalet ne diyorsa onu çıkartamayacaksınız’, diyor. Yani diyor ancak ‘ben ne dersem o.’ Şu Anda ben size soruyorum, Selo’yu çıkartabilecek misiniz haydi bakalım. Halkımız korkmasın bu ülkeye demokrasiyi, barışı, eşitliği halklar getirecek, biz de halkımızın hizmetinde, emrinde olmaya devam edeceğiz.”

AVUKATLAR SÖZ ALDI: MESLEĞİNİZE SAYGINIZ VARSA BU DOSYAYI DÜŞÜRÜN

Demirtaş’ın arkasından konuşan Avukat Cahit Kırkazak, ilerleyen süreçlerde eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın dinlenmesini talep edeceklerini söyledi.

Kırkazak “Ülkenin hukuku ve kendi kişisel durumunuz için kimseye hesap saptamak zorunda olmadığınız yasada yazılmış. Mesleğinize biraz saygınız varsa bu dosyayı düşürün” dedi. Ardındaki konuşan Avukat Hadi Cin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Asilzade ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun hakkında mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını istedi. Cin hem, mahkemenin AİHM kararını uygulamayarak ağır kabahat işlediğine dikkati çekti.

Laf alan Avukat Zeynep Sedef Özdoğan ise şunları söyledi:

“Türkiye’de IŞİD hakimiyeti sağlanmaya, Taliban zihniyeti sağlanmaya çalışıyor. Ülkede gittiğim hiçbir yerde kadın göremiyorum, Bursa’da Ölüdeniz’de, Batman’da orada burada her yerde sadece erkekler var. Burada yargılanan kadınlar bu zihniyete karşı çıktıkları için yargılanıyorlar. Burada bir siyasi kavrayış yargılanıyor, maddesel veriler yok. Ulaş denilen kuytu tanığın beyanları dıştan müvekkilim Pervin hakkında iddianamede hiçbir şey yok. Nedir Ulaş’ın beyanları, ‘Adının Pervin Oduncu olduğunu ve ara ara yurt dışına çıktığını biliyorum’ demiş. Türkiye’yi IŞİD ve Taliban zihniyetine sürüklemeyin. Müvekkilleri tahliye edin.”

Duruşma avukatların beyanlarıyla devam ediyor.

Yorum yapın

SMM Panel PDF Kitap indir