Antalya ’nın Kepez ilçesinde Arzu ve inşaat işçisi Ceylan Küçükodabaşı çifti, 2012 yılında 2 ’nci çocukları olacağı haberini aldı. Çift, bir süre daha sonra yapılan kontrollerde üçüzleri olacağını öğrendi. Büyük heyecanla doğumu bekleyen çiftin çocukları, 6 aylıkken Akdeniz Üniversitesi Hastanesi ’nde dünyaya geldi. Erken doğum sebebiyle çocuklardan biri yaşama tutunamadı. Efe ve Sude isimlerini verdikleri prematüre bebekler ise hayata sarıldı.
ÖNCE EPİLEPSİ TEŞHİSİ KOYULDU
Özel hastaneye sevk edilen ve kuvözde çare görebilen Sude, bir süre sonradan hastaneden çıktı, Efe içinse zorlu süreç başladı. Doktorların ‘yaşamaz ’ dediği, iç organlarının birçok gelişmeyen Efe kuvözde ve solunum cihazına tabi şekilde yoğun bakımda kaldı. Bu zaman içinde doktorlar ‘Ola Ki bir daha göremezsiniz, gelin görün ’ diyerek anne ve babayı hastaneye çağırdı. Kuvözdeki Efe, anne ve babasının parmaklarını tutarak tepki verdi.
183 gün yoğun bakımda kalan ve doktorların ‘mucize bebek ’ olarak adlandırdığı Efe, akciğerleri tatmin edici seviyede gelişmemesine karşın yaşama tutunarak taburcu edildi. Kontrollerde Efe ’ye başlangıçta epilepsi teşhisi koyuldu ve hap tedavisine başlandı. Çocuklarını nöroloji doktoruna götüren aile, Efe ’nin serebral palsi hastası olduğunu öğrendi.
YAŞINDAN FAZLA AMELİYAT GEÇİRDİ
Teşhisin arkasından çocuklarının en iyi noktaya gelebilmesi için ilk kez fizik çare başlatan anne ve baba, eğitim alabilmesi için de özel eğitim okuluna götürdü. Efe, bu süreçte yaşından fazla ameliyat geçirdi. Son olarak bacaklarından adale ameliyatı olan Efe ’nin, yürüyebileceği söylendi. Oysa aile yürüme antrenmanları için gereken 15 bin lira tutarındaki ‘Tırtıl ’ ve ‘Hard Walker ’ isimli 2 aleti, fiziksel yetersizlik sebebiyle alamadı. Küçükodabaşı çifti, çocukları için alamadıkları aletin benzerini yapmaya karar verdi. Günlük olarak inşaatlarda çalışan baba, konut sahibinden aldığı plastik su borularını birleştirerek düzenek hazırladı.
6 AYLIK VE 725 GRAM DOĞDU
Efe ’nin doğduğunda birçok organının gelişmediğini söyleyen Özlem Küçükodabaşı, “Çocuklarım üçüz doğdu. Birini kaybettik. Efe 725 gram doğdu. Akciğerleriyle, çoğu organı hiç gelişmemişti. 183 gün yoğun bakımda, 61 gün de solunum cihazına ast yaşadı. Kronik akciğer hastalığı ortaya çıktı ve 3 yaşına dek bununla çaba ettik. İkinci bir yoğun bakımda yatma süreci oldu. Bu süreçte hekim sara diyerek ilaç tedavisine başladı. Oysa tedavinin devamında Efe ’nin serebral palsi olduğunu öğrendik” dedi.
‘PARMAĞIMIZI TUTTUĞU GÜN YAŞAMA TUTUNDU ’
Çocuğunun eğitimi için her şeyi yaptığını anlatan Küçükodabaşı, “Doktorumuz Efe birincil taburcu olurken ‘Servisimizin mucize bebeği ’ dedi. Onlar bile yaşayacağına umut vermiyordu. 20 günlükken Efe ’yi kaybetme tehlikesi yaşadık. O gün doktorlar, ‘Belki yeniden göremezsiniz ’ diyerek, eşimi de hastaneye çağırmıştı. Kuvözünü açtık ve ikimizin parmaklarını tuttu. Efe o gün yaşama tutundu. Öğrendiğim günden bu yandan sürekli fizik tedaviye gidiyoruz. Eğitimi için okula götürüyorum” diye konuştu.
‘YÜRÜYEBİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ ’
Efe ’nin doğduğu günden bu yanlamasına onlarca ameliyat geçirdiğini söyleyen Ceylan Küçükodabaşı ise “Son olarak bacaklarından ameliyat oldu. Oğlumun yürüyebilmesi için, kendi çabalarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Onu yürütebilmek, egzersizlerini yapabilmesi için plastik su borularından aparat yaptık. Yürüyebilmesi için ‘Tırtıl ’ ve ‘Hard Walker ’ denilen cihazlar var, onlarla yürüme olasılığı fazla yüksek. İkisinin fiyatı toplam 15 bin lira civarında. Bunları alma gücümüz yok. Onun için biz de böyle bir çözüm bulmaya çalıştık” dedi. DHA