Savaşlar ve hesaplı krizler kadar insanların can ve mal kayıplarına yol açan öteki kayda değer bir faktör ise yer sarsıntısı gerçeği… Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 1-7 Mart Deprem Haftası ’nda yaptıkları açıklamayla bu gerçeğe bir kere daha dikkat çekti.
Türkiye ’nin, Alp-Himalaya deprem kuşağı üstünde ve dünyanın depremselliği en yüksek ülkelerinden biri olduğu hatırlatılan açıklamada, Türkiye ’de ve yakın çevresinde 1900-2021 yılları arasında büyüklüğü 4.0 ve daha pozitif olan yer sarsıntısı sayısının 6.862 olduğu açıklandı. Bu depremlerin 115 tanesinin büyüklüğünün ise 6.0 ve üzeri olduğu kaydedildi.
Nüfusun yoğun, yapılaşmanın plansız ve denetimsiz üretildiği yerleşmelerde depremlerin çok sayıda insanın ölümüne, yaralanmasına ve aynı zamanda büyük hesaplı kayıplara yol açtığı ifade edilen açıklamada, Türkiye ’de depremden dolayı can kayıplarının yüzde 95 ’i yapı hasarlarından, yüzde 3 ’ünün ise yapı olmayan unsurlardan (ağır ve büyük eşyalar) oluştuğu belirtildi.
“RİSKİN AZALTILMASI İÇİN…”
Felaket kayıplarının ve risklerin azaltılmasında başarılı olabilmesi için, “Her afetten sonradan müdahale ve arama-kurtarmada ne dek başarılı olduğumuz söyleminin yerine, her afetten önce yapılan işlerle riskleri ne dek fazla azalttığımızı gösterecek sonuçları ortaya ayarlamak gerekmektedir.” denildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Afetleri izleyen ve gözlemlerini raporlayarak önerilerde yer alan resmî kurumların, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının uyarılarını görmezden ve duymazdan gelirsek, büyük kayıplarla yüzleşmek mecburi olacaktır.”
“DENETİM YAPACAK JEOFİZİK MÜHENDİSİ BULUNMUYOR”
Deprem zararlarını eksilmek için Jeofizik Mühendisliğinin uygulamaları ve denetimlerinin önemine dikkat çekilen açıklamada, Karayolları Genel Müdürlüğü ’nün birçok bölgesinde, Çevre, Şehircilik Bakanlığı ’nın da çoğu il müdürlüğünde, tekrar yapı inşaatı için yapı ruhsatı veren zemin etütlerindeki jeofizik ölçümleri yerinde ve rapor üstünde denetlemesi gereken ilçe belediyelerinin birçoğunda Jeofizik Mühendislerinin bulunmadığı kaydedildi.
“BİLİMSEL DOĞRULAR VE AKLIN GÖSTERDİĞİ YOLDA…”
Açıklamada şu değer biçme yapıldı; “Deprem dahil afete dönüşebilen doğal olayların yapacağı riskleri azaltmak ve dayanıklı bir toplumsal inşa inşa etmek olmazsa olmazdır. böylece, bilimsel doğruların ve aklın gösterdiği yolda demokrasi, hukuk, eğitim, teknoloji ve yeniden yapılanma normları ve sürdürülebilir duruma getirmek zorunluluğumuz vardır.”
Açıklamada, EM-DAT veri tabanına tarafından 1900-2020 yılları aralarında Türkiye ’de zelzele kaynaklı afetlerin sonuçları da paylaşıldı:
Can Kaybı: 94,013
Zarar Görmüş:101,356
Evsiz: 1,298,279
Etkilenen Nüfus: 7,178,838
Sigortalanmış Meblağ (ABD Doları): 2,105,800,000
Toplam Hasar Meblağı (ABD Doları): 25,128,900,000