Metin Lokumcu’nun davasına devam edildi

Trabzon 2. Ağır Suç Oluşturan Mahkemesi ’nde görülen davada daha önceki duruşmaya gelmedikleri için ifadeleri alınamayan sanıklar ve olayın görgü tanıkları dinlendi. CHP Milletvekilleri Ahmet Kaya ile Ali Öztunç, HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu davaya katılım başvurusunda bulundu. Ama, duruşma milletvekillerin talebini kabul etmedi. Duruşmayı, Lokumcu ’nun ailesi, avukatları, çok sayıda barodan temsilciler, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar takip etti.

“METİN LOKUMCU ’YU TANIMAM AMA BAĞIRIP ÇAĞIRIYORDU”

Duruşmada dinlenen sanık polis memuru Muhammet Ulaşlı savunmasında, Erzurum ’dan 75-80 kişi geldiklerini ve grubun içinde 4 tane gaz kullanan polis memuru olduğunu söyleyerek, gaz kullanım talimatını amir Erol Darcanlı ’dan aldıklarını dile getirdi. Ulaşlı ’nın peşinde dönemin Artvin İl Güvenlik Müdürü Muhsin Hediye sanık olarak savunmasını yaptı.

Miting alanında, vali, alay komutanı ve heyetle birlikte çözümleme yaptıklarını anlatan Armağan, sonra Başbakan Erdoğan ’ı karşılamaya gittiklerini ifade ederek şunları söyledi:

* Miting alanından diğer bir alanda öbür bir grubun toplandığı bilgisi geldi. Vali bey, Kaymakam beyi bakması için bilgilendirdi. Ardından olayların çıktığı bilgisi geldi. Ardından beni yolladı Vali bey. Ben de gittiğimde hiciv olduğunu, TOMA ’nın orada olduğunu gördüm. O sırada hastanede yürek krizi sonucu birisinin öldüğü bilgisi geldi. Ben Metin Lokumcu ’yu tanımıyordum.

* Lakin görüntülerde hareketli bir tavrı vardı. Bağırıp çağırıyordu. Grup dağılmayınca, müdahale emri verilmiş. Ben fazla yerde görev yaptım, böyle bir taşlama görmedim. Hopa ’daki bütün taşları toplasan bu dek taş olmaz. Başbakan gidene dek taş atıldı. Bu olaylarda Başbakan ’ın koruma polisi ve 20 ’ye yakın memur yaralandı.

“MINIK KÜBA ’YA GELDİK”

Olayın tanıklarından Kamil Ustabaşı, Hopa Dereleri Koruma Platformu ’nun seslerini Başbakan ’a duyurmak için 31 Mayıs ’ta basın açıklaması yapılacağı çağrısında bulunduğunu anlatarak, meydana gittiğini söyledi.

Basın açıklamasının yapıldığı yerde akarsu ocaklarında oturduğunu ileri süren Ustabaşı, “Sabahtan saatlerinde kolluk kuvvetleri dere ocaklarında oturuyorlardı. Biz de nehir ocaklarındaydık. Bir polisin telefon konuşmasına şahit oldum. Polis, ‘Küçük Küba ’ya geldik. Burayı dağıtıp geleceğiz ’ diyordu” ifadelerini kullandı.

Dönemin kaymakamı Abdullah Aktaş ’ın “Gaz kullanım emrini ben verdim. Gaz stoklarımız bitti” diye yaptığı açıklamayı da andıran Ustabaşı, “Basın açıklamasının yapıldığı yer, o zaman da bu zaman da basın açıklamalarının yapıldığı yerdir. İnsanlar yeni yeni gelmeye başlamıştı. Horonlar, halaylar çekilirken TOMA ve gazla hamle oldu. Dumlupınar Caddesinde yer alan dükkanlara gaz bombaları atıldı. Camlar kırıldı. Hatırladığım kadarıyla Sonay Kotil isimli bir kadın gaz kapsülü ile kafasından yaralandı. İnönü Caddesi ’nde de dükkanlara gaz atıldı ve bir dükkanın çatısında yangın çıktı. Ardından Metin hocanın ölüm haberini aldık” dedi.

“METİN ÖĞRETMEN, HALAY ÇEKENLERE NIÇIN GAZ ATIYORSUNUZ DİYE SORDU”

Şahit olarak dinlenen Mustafa Özgüven ise, polisin attığı gazın kendisi ile Metin Lokumcu ’nun arasına düştüğünü dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

* Bizim olduğumuz alanda büyükçe bir grup kasklı maskeli çevik kuvvet vardı. TOMA hiçbir uyarıda bulunmadan su sıkmaya başladı hemen benzer anda gaz atılmaya başlandı. Metin hoca polislerin yanında gidip ‘Ne yapıyorsunuz, niçin halay çekenlere saldırıyorsunuz ’ gibi uyarılarda bulundu. Fakat polis devam etti.

* Dumlupınar Caddesine ahali kaçınca bundan böyle esnaflar da sokağa çıktı. Gaz bombaları bundan böyle fütursuzca atılmaya başlandı. Metin hocayla arama bir tanesi düştü. Gözüm zaten göremiyordu, zehir solumuş gibi nefes alamadan bir restorana kaçtım. Ben oradan kendimi kurtarmışım, şanslı çıkmışım yani. Bir fazla yaşlı insan meydandan 300-400 metre mesafe uzaklıkta yerlerdeydi. Herkes dükkanlarına alıp yardım etmeye çalışıyordu.

“AMBULANSIN OLDUĞU YERE DE GAZ ATTILAR”

Olayın meydana geldiği meydanda büfe işlettiğini söyleyen tanık Osman Zeki Yakut, olayları dönemin Başbakan koruma müdürünün başlattığını ileri sürdü.

Meydana Çıkan olayları teskin etmek için büyüklerin araya girdiğini söyleyen Yakut, “Bunlardan biri de Metin hocaydı. Üstüne her zaman gaz atıldı. Sonrasında da dükkanımın hemen yanına Metin hocanın dizlerinin üstüne çöktüğünü gördüm. Ambulansa bindirdiler. Ambulansın olduğu yere de gaz atıldı. Ardından da fenalaştı ve hastaneye kaldırıldı ve vefat haberi geldi. Metin hocanın vefat haberi geldiğinde olaylar büyüyecekti fakat büyükler araya girdi. Fakat polis daha da şiddetlendi” dedi.

Yorum yapın

SMM Panel PDF Kitap indir