Panaztepe kazılarında Erken Tunç Çağına ait yapılar ortaya çıkarıldı

Panaztepe kazılarında Erken Tunç Çağına ait yapılar ortaya çıkarıldı

MENEMEN, İZMİR (AA) – İzmir‘in Menemen ilçesinde yer alan ve M.Ö. 3000’den Bizans dönemine değin ikâmetgâh alanı olarak kullanıldığı tahmin edilen Panaztepe’de bu sene yapılan kazı çalışmalarında kentin en eski dönemine ait olduğu değerlendirilen yapılara ulaşıldı.

Prof. Dr. Hediye Erkanal’ın öncülüğünde 1985 yılında Maltepe Mahallesinde başlatılan kazı çalışmaları, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kazıbilim Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Ümit Mera başkanlığında devam ediyor.

Günümüzde kıyıdan yaklaşık 10 kilometre içeride kalmasına rağmen tunç çağında bir ada yerleşimi ve liman kenti olduğu düşünülen Panaztepe, yeni buluntularla tarihsel önemini artırdı.

Kazı başkanı Otlak, AA muhabirine, Doğu Akdeniz, Batı Ege hatta Kafkaslar’a uzanan bağlantılarıyla Panaztepe’nin özellikle M.Ö. 2 binli yıllarda alan için önemli bir merkez olduğunu, batıda Miken ve doğuda Hitit medeniyetleri aralarında kesişim noktasında yer aldığını belirtti.

Kazılarda dönemin kültürel yapısını anlatan verilere ulaşmayı hedeflediklerini dile getiren Mera, bu yıl Erken Tunç Çağı’ndan herzamanki dönemlere uzanan ikâmetgâh tabakaları ile karşılaştıklarını açıklama etti.

Panaztepe’de Erken Tunç Çağı olarak sözcük grubu edilen döneme ait kalıntıların bilindiğini ama bir ikâmetgâh olduğunu belirten mimari kalıntılara daha önce ulaşılamadığını aktaran Çayır, şöyle konuştu:

“Biz orada yaptığımız çalışmalarda gerçekten bir mezarlık alanı bulmayı bekliyorduk. Çünkü orada 2014 yılında firari kazıcılar tarafından imha edilmiş bir kabir açığa çıkartıldı. Yüzey araştırmaları ve jeofizik-jeoradar ölçümlerinden o bölgede bir antik dönemin varlığı öngörülüyordu. Bu doğrultuda laf konusu alanda bir mesken ya da mezarlık alanı olabileceği anlaşılmaktaydı. Biz de başlangıçta 2020 yılında bu alanda kazı çalışmalarımıza başladık. İlginç bir durumla karşılaştık. Orada tekrar geç dönemlere ait bir mesken alanı mevcut. Onun aşağıda Orta veya Geç Tunç Çağı’na ait olabilecek yapı katları ve onların da altında Erken Tunç Çağına ait bir mesken alanıyla karşılaştık. O yüzden bu çalışmalarımız fazla önemliydi. Çünkü Panaztepe’nin en erken dönemine ait yerleşim alanını bulduğumuzu söyleyebiliriz. Yani burası günümüzden yaklaşık olarak 5 bin sene öncesine ait bir mesken alanı. Çalışmalarımızı keza yeni kazdığımız alanda keza de akropol ve eteklerinde devam ettirmeyi düşünüyoruz.”

Kazı Başkanı Mera, ova kesiminde Erken Tunç Çağı yerleşimini bulmalarının hem Panaztepe için keza de bölge arkeolojisi için fazla önemli neticeler doğuracağına inandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Erken Tunç Çağı’na ait mimari kalıntılarla mesken alanının tespit edilmiş olması bölgenin kültür tarihine yeni bir boyut kazandırmaya adaydır. Söz konusu dönemin konutlarına ait duvar kalıntıları ve seramik buluntularla birlikte saptama edilen taştan yapılmış balık ağı ağırlıkları yerleşimin bu dönemde ve olasılıkla sonraki dönemlerde de bir liman kenti olduğunu göstermektedir. Bölgede ve Panaztepe’de yapılan coğrafik çalışmaların ön raporları da bunu desteklemektedir.”

Otlak, gelecek yıllarda laf konusu dönemlere ait yerleşimlerin boyutları ve niteliğinin anlaşılmasına yönelik kayda değer sonuçlarla karşılaşmayı umut ettiklerini sözlerine ekledi.Panaztepe kazılarında Erken Tunç Çağına ait yapılar ortaya çıkarıldı

Panaztepe kazılarında Erken Tunç Çağına ait yapılar ortaya çıkarıldıPanaztepe kazılarında Erken Tunç Çağına ait yapılar ortaya çıkarıldı

Haberi Kaydet

Devamını Oku

Prof.Dr. Mustafa Kafalı’ya ‘Hacı Süleyman Efendi 2019 Yılı Türk Kültürüne Hizmet Ödülü’ verildi

Prof.Dr. Mustafa Kafalı'ya 'Hacı Süleyman Efendi 2019 Yılı Türk Kültürüne Hizmet Ödülü' verildi

NAZİLLİ, AYDIN (İHA) – Prof.Dr. Mustafa Kafalı‘ya ‘Hacı Süleyman Efendi 2019 Yılı Türk Kültürüne Hizmet Ödülü’ verildi

AYDIN – Okumuş‘ın Nazilli ilçesinde Türk Ocakları Nazilli Şubesi kadar geleneksel ışık halkası getirilen Hacı Süleyman Efendi Türk Kültürüne Hizmet ödülünün 11.’si düzenlenen törenle Prof. Dr. Mustafa Kafalı’ya verildi. Komite tarafından 2019 yılı ödülüne layık görülen fakat ödül töreninden önce hayatını kaybeden Prof.Dr.Kafalı’nın ödülünü eşi namına Kafalı’nın asistanı Prof.Dr.Abdullah Gündoğdu teslim aldı.

Türk dünyasına hizmet eden önemli isimlere Nazilli Türk Ocağı göre bahşedilen, Hacı Süleyman Efendi Türk Kültürüne Hizmet Ödülü’nün 11’incisi Tarihçi Prof. Dr. Mustafa Kafalı’ya bedel görüldü. Türk Ocakları Nazilli Şubesinin ev sahipliğinde, Nazilli Belediyesi’ne ait Hangar-Kafe Restoran’da yapılan ödül törenine Nazilli Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan, ADÜ Nazilli MYO Dekanı Doç.Dr.Tuncay Ercan Sepetçioğlu, MHP Nazilli İlçe Başkanı Hasan Eren, davetliler ve çok sayıda Türk Ocağı Üyesi katıldı. Akşama yemeğinin arkasında düzenlenen ödül töreninde bununla birlikte Pandemi döneminde büyük emekleri olan sağlıkçılara da teşekkür edildi.

“Türk Milleti paha biçilmez bir hocasını daha maziye gömmüştür”

Türk Ocağı Derneği Başkanı Ahmet Çekim, Nazilli’nin fazla kayda değer bir değeri olan Hacı Süleyman Efendi’nin adını yaşatmak için 11.’sini düzenledikleri ödül töreninde, Türk tarihinin bilinmesi için Türk Ocağı olarak çalışmalarına ara vermeden devam ettiklerini belirterek, “Pandemi sebebiyle son 2 yıldır yapamadığımız ödül törenimizde 2019 yılında gerçekleştiremediğimiz 11. ödüle değerinde olan ama hayatını kaybetmesi nedeniyle ödülünü teslim edemediğimiz sayın hocamızın ödülünü 2 yıl daha sonra saygıdeğer eşi adına paha biçilmez asistanı Prof.Dr.Abdullah Gündoğdu’ya takdim ettik. Türk Milleti çok değerli bir hocasını daha maziye gömmüştür. Ancak O’nun bize bıraktıkları geleceğimize ışık olmaya devam edecektir. Allah rahmet eylesin” dedi.

“Nazilli, milli tarihimiz için de kayda değer bir bölge”

Merhum Hocası adına anlamlı ödülü teslim alan Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Genel Türk Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Profesör Hekim Abdullah Gündoğdu, yaptığı konuşmada, “Bu ödev bizim rahmetli hocamız Profesör Hekim Mustafa Kafalı’nın devretmiş olduğu bir görev. Mustafa Kafalı Hoca, Türk Ocaklarının Nazilli şubesi göre ahenkli olarak verilen Türk kültürüne hizmet ödülüne layık görüldü. Merhum hocamıza bu ödülü Hacı Süleyman Efendi namına veriliyor fakat bu şahsiyette Nazilli Bölgesi’nin Aydın din adamlarından ve Milli Uğraş’nin kahramanlarından birisi. sırası gelmişken hocamıza değer görülen bu ödülü, hocamız hayatta olmadığı için ve saygın eşleri de sağlık durumu sorunları ile uğraştığı için onun asistanı ve öğrencisi almak şerefine nail olmuş bir olarak biz almaya geldik. Nazilli bölgesi, bizim hoş ülkemizin güzide bir bölgesi ve burası bununla birlikte ulusal tarihimiz için de manâlı alan. Hem Ulusal Çaba tarihimiz için kayda değer ayrıca de ülkemizin siyasi iktisadi tarihi için manâlı. ve burası bir zamanlar beri zaten aydınlatılmış bir muhiti teşkil ediyor. Bilinçli bir muhiti teşkil ediyor. Seçkin bir alan olarak Türkiye’de saygın bir konuma sahip. giderken hem bu seçkin ortamla tanışmış olmaktan ben fazla mutlu oldum. Türk Ocağı’nın dayanmış olduğu Türk milliyetçilik fikri zaten Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran esas akıl olması vesilesiyle hocamın da bu yöndeki Türk dünyasında, Türk kültüründe ve Türk düşünce hayatındaki yeri ile Hacı Süleyman Efendi adına düzenlenen bu Türk Kültürüne Hizmet Ödülünü almış almak zaten çok yerinde oldu. Bende bu konuda memnuniyeti tarif etmek isterim” dedi.

“Türk Ocağının kuruluşu 1912 yılına uzanmaktadır”

Nazillinin çok değerli değerler yetiştirdiğini vurgulayan Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan, “Hacı Süleyman Efendi de bunlardan biridir. Atatürk’ün ayla arkadaşıdır. Türk Ocağının kuruluşu 1912 yılına uzanmaktadır. Bugün bu derneğin değerli üyeleri ile birlikte Türklük kültürüne hizmetleri nedeniyle ödül takdiminde bulunduk. Hocamıza Türk kültürüne sağladıkları katkıdan nedeniyle fazla teşekkür ediyorum. Ülkemizin kurtuluşu için varını yoğunu ortaya koymuş bilgeliğinin tecrübesini ortaya koymuş, Nazillimizi, bölgemizi teşkilatlandırmış Hacı Süleyman Efendi’nin ödülüdür” dedi.

Törende Kaymakam Arısoy, Başkan Özcan ve Başkan Çekim göre 2019 yılı ödülüne layık olarak seçilen Tarihçi Prof. Dr. Mustafa Kafalı adına ödülü ve hediyeleri asistanı Prof.Dr. Abdullah Gündoğdu’ya takdim edildi.

Tarihçi Prof. Dr. Mustafa Kafalı kimdir?

Türk tarihi alanında önemli çalışmaları yer alan Prof. Dr. Mustafa Kafalı, 85 yaşında hayatını kaybetti. Genel Türk tarihi ve kültürü alanlarındaki çalışmalarıyla tanıdık Mustafa Kafalı, önemli araştırmalara imza atmıştı. Nihal Atsız’ın öğrencilerinden olan ve Türk tarihine ışık tutan Prof. Dr. Kafalı, Yüksek tahsilini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nde yaptı. 1934 yılında Konya’da doğan Prof. Dr. Mustafa Kafalı 1960 Aralık ayında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Umumi Türk Tarihi Kürsüsü’ne asistan olarak girdi. ‘Ötemiş Hacı’ya Tarafından Cuci Ulusu’nun Tarihi’ adlı tezi ile Aralık 1965 yılında hekim unvanını aldı. 1971-1972 yıllarında bir sene, üniversite kontenjanıyla Londra’ya giderek ilmi incelemelerde bulundu.Yurda dönüşünde tamamladığı ‘Altın-Orda Hanlığı’nda Sayın Han Sülalesi Devri (1227-1360)’ adlı tezi ile 1973 Kasımı’nda doçentlik unvanını aldı. Profesörlük ibraz tezi olarak sunduğu “Çağatay Hanlığı (1227-1345)” adlı eseriyle 24 Mayıs 1982’de bu unvanı aldı. Türk Tarih Kurumu üyesi olan Mustafa Kafalı İngilizce ve Rusça biliyordu.Prof.Dr. Mustafa Kafalı'ya 'Hacı Süleyman Efendi 2019 Yılı Türk Kültürüne Hizmet Ödülü' verildi

Prof.Dr. Mustafa Kafalı'ya 'Hacı Süleyman Efendi 2019 Yılı Türk Kültürüne Hizmet Ödülü' verildiProf.Dr. Mustafa Kafalı'ya 'Hacı Süleyman Efendi 2019 Yılı Türk Kültürüne Hizmet Ödülü' verildi

Haberi Kaydet

Devamını Oku

Koordinatların işaret ettiği Pamukkale Üniversitesi anıtlarla donatıldı

Koordinatların işaret ettiği Pamukkale Üniversitesi anıtlarla donatıldı

Koordinatların işaret ettiği Pamukkale Üniversitesi anıtlarla donatıldı

İstiklal Marşı‘nın her kıtasına ait fotoğraf sergisi düzenlendi

DENİZLİ – Mehmet Akif Ersoy‘un doğum ve ölüm tarihinin son dört rakamı, İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılının son dört rakamı ve Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılının son dört rakamının işaret ettiği koordinatlarının çıktığı Pamukkale Üniversitesi’nin bahçesine anıtlar koyuldu. İstiklal Marşının her kıtasına ait fotoğraf sergisi de düzenlediklerini belirten Rektör Kutluhan, “Bu sene üniversitede 32 adet çalışma yapıldı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2021 yılının Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı olarak kutlanmasına ilişkin yayınladığı genelge zarfında Pamukkale Üniversitesi’nde çeşitli incelemeler gerçekleştirildi. Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü tarafından ‘İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy Sempozyumu’ düzenlenirken öğrencilerde farklı alanlara yönlendirilmiş sergiler oluşturdu. İstiklal Marşının her kıtasına ait resim sergisi yaratıcı öğrenciler, 10 kıtasını okuyunca kendilerine ilham olan devlete ait buraya nakşettiler. Mehmet Akif Ersoy’un doğum ve ölüm tarihinin son dört rakamı, İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılının son dört rakamı ve Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılının son dört rakamın göze çarpan ettiği koordinatlarının çıktığı Pamukkale Üniversitesi’nin bahçesine ise anıtlar koyuldu. Pamukkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, İstiklal Marşı’nın anlaşılması için bugüne kadar edebiyat ve tarihi alanda çok büyük çalışmalar yapıldığını belirtti.

“Öbür bir sempozyum düzenledik”

Incelemeler hakkında bahseden Rektör Ahmet Kutluhan, “Pamukkale Üniversitesi bir sempozyum düzenledi. Bu sempozyum İstiklal Marşını ve Mehmet Akif’i kutlama sempozyumu. İstiklal Marşını anlaşılması için bugüne dek edebiyat ve tarih alanlarında çok büyük incelemeler yapıldı. Hatta bu yıl kendi üniversitede 32 adet bu egzersiz yapıldı. Bambaşka bir sempozyum düzenledik. İstiklal Marşının anlaşılmasında tıpçıların, iktisatçıların, kimyacıların görüşlerini aldık. ‘İstiklal Marşını okuyunca ve ya okuyunca ne hissediyorlar, bunların yansımaları nelerdir?’ sorularına cevaplar aldık. Fazla güzel güzel araştırmalar oluştu. Öncelikle metin madenciliği çalışması yapıldı. Metin madenciliğinde İstiklal Marşımızın, Türk Cumhuriyetlerinde, Avrupa’da, Ortadoğu’da oysa marşlara hiç benzemediği ortaya koymuş” dedi.

“2000 yılı üstünde doğumlu gençlerde yapılan çalışmada benzer duygu ve düşüncelerin devam ettiğini gösteriyor”

İstiklal Marşı’nın 100 yılı dolayısıyla yapılan etkinlikler hakkında data veren Rektör Ahmet Kutluhan, “Üstelik duygu bulutu çalışması yapılmış. 2000 yılı üzerinde doğumlu gençlerde yapılan çalışmada aynı duygu ve düşüncelerin devam ettiği, İstiklal Marşının ulusal marş olduğu, vatan sevgisinin, özgür anlayışının devam ettiği görülüyor. İstiklal Marşı okuduktan daha sonra tansiyonu düşürdüğü, insanı sakinleştirdiği, güven ortamı sağladığını gösterdiler. Psikolojik değerlendirmeler sonucunda bir kararlılık ve güven ortamı oluşturduğu vurgulandı. İstiklal Marşının her kıtasına ait fotoğraf sergisi görüyorsunuz. Bunları da öğrenciler yaptı. On kıtasını okuyunca kendilerine ilham olan devlete ait buraya nakşettiler. Tapu Kadastro Iş Yüksekokulu Müdürümüz topografya olarak fazla hoş bir egzersiz yaptı. Mehmet Akif’in doğum ve vefat tarihinin son dört rakamını, İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yılının son dört rakamını Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılının son dört rakamı koordinatlarının bizim bahçemizde olduğunu saptama etti. biz oralara da minik anıtlar koyduk” ifadelerini kullandı.Koordinatların işaret ettiği Pamukkale Üniversitesi anıtlarla donatıldı

Koordinatların işaret ettiği Pamukkale Üniversitesi anıtlarla donatıldıKoordinatların işaret ettiği Pamukkale Üniversitesi anıtlarla donatıldı

Haberi Kaydet

Devamını Oku

SMM Panel PDF Kitap indir